Atatürk: “Filistin’e el sürülemez!” dedi yalanı
Geçenlerde M. Kemal Atatürk’ün Avrupa’ya Filistin konusunda ultimatom verdiğine dair bir yazıya rastladım.
Evvela yazıyı ve belgeyi buraya alıyoruz, ardından cevabımızı vereceğiz:
YAZI 1:
“…’Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu, kimse bizim kadar bilemez; biz, vakıa birkaç sene Araplar’dan uzak kaldık, fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz içini İslamiyet’in Mukaddes Yerleri’nin, Museviler’in ve Hıristiyanlar’ın nüfuzu altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa Emperyalizmi’nin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz’…”
“…biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyete lakayt olmakla ittiham edildik; fakat bu ittihamlara rağmen, Peygamber’in son arzusu, yani ‘Mukaddes Topraklar’ın, daima İslamiyet hâkimiyetinde kalmasını temin için, hemen bugün kanlarımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin Selahaddin-i Eyyubi idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri toprakların, yabancı hâkimiyeti ve nufüzu altında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar, bugün, -Allah’ın inayetiyle- kuvvetliyiz’…”
“…’Avrupa’nın, bu mukaddes yerlerine temellük etmek için, atacağı ilk adımda; bütün İslam âleminin ayaklanıp, icraata geçeceğinden şüphe yoktur’…”
“Gazi Mustafa Kemal Paşa hakkında, türlü ‘tertibat, tezvirat ve tahrifat’ ile, onun Batı’dan başka bir şey düşünmediğini, Batılı olmak ya da görünmek için, bin yıllık Türk Medeniyeti’ni inkâr ettiğini ileri sürenlerin, bu satırları okudukları takdirde, biraz yüzleri kızarır mı?
Pek sanmıyorum…”
Müslüman olsun, laik olsun, Musevi ya da Hıristiyan olsun; her Türk , Gazi’nin, Lausanne’dan yıllar sonra, Hayat Meselesi ortalığı kızıştırmışken; bunları beyan edip, Avrupa Emperyalizmi’ne karşı, böyle açık, bu kadar net bir tavır takınmasının üzerinde düşünülmelidir.
Tabii, onun vefatını müteakip, bu tavrından ne kaldığını; hele yıllar sonra, Ankara’nın Filistin konusunda, kimlerle ‘ittifak’ içinde olduğunuda!..
…bu evrak, o zamanki Dâhiliye Vekili Şükrü Kaya Bey’in imzasıyla; ‘TC Dâhiliye Vekâleti, Matbuat Umum Müdürlüğü’ antetli bir evrak ile Başvekâlet Yüksek Makamı’na sevk metni ise şöyle:
“Başvekâlet Yüksek Makamına! Bombay Chronicle gazetesinin 27/VII/937 tarihli nüshasında, ‘Filistin’e El Sürülemez.. Kemal Paşa Avrupa’ya İhtar Ediyor’ başlığı altında bir yazı intişar etmiştir. Bu yazının bir örneği ilişik olarak sunulmuştur. Bu vesile ile saygılarımı tekrarlarım. / Dâhiliye vekili, Şükrü Kaya!”
Atilla İlhan”ın yazısının bir kısmından alıntıdır.
***
YAZI 2:
Atatürk Filistin konusunda ne düşünüyor, ne söylüyordu? İsrail’i, Yahudileri mi destekliyordu? Ekteki belge Atatürk’ün Avrupa’ya Filistin konusunda ultimatom verdiğini ortaya koyuyor.
Atatürk’ün Filistin ile ilgili Haziran 1937’de TBMM’de yaptığı konuşması
Türkçe Hâkimiyeti Milliye Gazetesi Kemal Atatürk’ün Türkiye Millet Meclisi’nde irad etmiş olduğu bir nutuktan bahsediyor. Aşağıdaki satırlar bu nutkun Filistin’e taalluk eden kısmından alınmıştır.
“Araplar’ın Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür.
Araplar’ın arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene Araplar’dan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız.
Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik.
Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız.
Cedlerimizin, Selahaddin`in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bu gün, Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur.”
Arapça neşir : “Bombay Cronicle 27.07.1937 münteşir”
Türkçe Neşir: Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi
İşte o belge;
Belge 1 (Belgenin suistimal edilmesini önlemek maksadıyla sitemizin ismini kalın harflerle belgenin üzerine yazdık)
***
“Sözde” Belge 2. Bu yazıda M. Kemal Atatürk’ün bahsi geçen konuşmayı 27.7.1937’de TBMM’de yaptığı iddia ediliyor
***
CEVABIMIZ:
Vay be… Insanın; “Halife Birinci Kemal” diyesi geliyor.
Neyse… Gelelim reddiyemize…
Birinci belgede, Hindistan’da yayınlanan 27.07.1937 tarihli “Bombay Chronicle” gazetesinin Türkiye’deki “Hakimiyet-i Milliye” gazetesine dayanarak verdiği bir haberden bahsediliyor. Türkiye’deki “Hakimiyet-i Milliye” gazetesi güya M. Kemal Atatürk’ün TBMM’de yaptığı ve bizim yukarıya aldığımız konuşmasını (!) yayınlamış, bunun üzerine Hindistan’daki “Bombay Chronicle” gazetesi de “Hakimiyet-i Milliye” gazetesini kaynak göstererek bunu sayfalarına taşımış.
Ama ne hikmetse hangi tarihli “Hakimiyet-i Milliye” nüshası olduğu yazmıyor. Çünkü yazdıkları takdirde foyaları ortaya çıkacak. Kaldı ki, Hakimiyet-i Milliye gazetesi 28 Kasım 1934 tarihinden itibaren “Ulus” adını almıştı. Yani M. Kemal’in “sözde” konuşmasından yıllar önce… Dolayısıyla o tarihte Hakimiyet-i Milliye adında bir gazete yoktur!
Ikinci belgede, daha doğrusu fotoğrafta, M. Kemal’in bu konuşmayı 27.07.1937 tarihinde TBMM’de yaptığı iddia ediliyor.
Yukarıya aldığımız yazıda ise M. Kemal’in bu konuşmayı Haziran 1937’de TBMM’de yaptığı belirtiliyor.
Evvela çelişkilere dikkatinizi çekmek istiyorum…
Eğer M. Kemal bu konuşmayı 27.07.1937 tarihinde yaptıysa, en erken ertesi gün, yani 28.07.1937’de Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanması lazım gelir. Hindistan’daki “Bombay Chronicle” gazetesinin yetkilileri, Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan bu haberi en erken 28.07.1937’de görmüş olabilirler. Aslında bu da mümkün değil. O dönem Türkiye’de yayınlanan bir gazetenin aynı gün veya bir gün sonra Hindistan’da okunabilmesi mümkün değildi. Fakat farzedelim ki mümkün. Bu durumda 28.07.1937’de Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan bu haberi bir gün önce yani 27.07.1937’de tercüme edip yayınlaması nasıl mümkün olabilir? Halbuki belgede bu haberin 27.07.1937’de “Bombay Chronicle” gazetesinde yayınlandığı yazıyor.
Zaten M. Kemal’in bırakın 27 Temmuz’u, Temmuz ayının tamamında TBMM’de konuşabilmesi imkansızdır. Zira Meclis yaz tatilindeydi. Tıpkı şimdiki gibi. Altta Sabah gazetesinin haberinde görüldüğü gibi Meclis, Temmuz 2012’den 1 Ekim 2012’ye kadar tatildeydi.
*
Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız
Meclis Temmuz 2012’den 1 Ekim 2012’ye kadar tatildeydi. KAYNAK: http://www.sabah.com.tr/Gundem/2012/07/05/meclis-1-ekim-2012ye-kadar-tatile-girdi (son erişim tarihi: 4 Ekim 2012.)
***
O dönem de böyleydi… Nitekim elimizdeki zabıtlardan görüyoruz ki, TBMM’nin 5’inci Dönem 3’üncü Yasama Yılının son, yani 76’ıncı içtiması; “14 Haziran 1937” tarihini taşımaktadır.
TBMM’nin 5’inci Dönem 4’üncü Yasama Yılının açılışı ise “1 Kasım 1937” tarihinde idi.
Yani TBMM 14 Haziran 1937 tarihinden 1 Kasım 1937 tarihine kadar kapalıydı, dolayısıyla M. Kemal mecliste bir konuşma yapamazdı ve yapmamıştır.[1]
*
[1] no’lu dipnot ile ilgili… TBMM’nin 14 Haziran 1937’den Ikinci teşrine, yani Teşrinisani’ye, yani Kasım ayına kadar tatilde olduğuna dair Meclis tutanağı (KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, cild 19, Içtima 76, 14.6.1937, sayfa 317.)
***
Yalnız 18 Eylül 1937’de, Meclis, Nyon Antlaşması’nı onaylamak için olağanüstü toplanmıştı, ancak bu içtimada da böyle bir konuşması yok. Bunun dışında o tarihlerde başka bir içtima yapılmadı.
Binaenaleyh, M. Kemal’in 1937 yılının Temmuz ayında mecliste böyle bir konuşma yapması mümkün değildi.
Bu çelişki ve hatanın farkına varmış olacaklar ki, yukarıya aldığımız “ikinci yazı”da görüldüğü gibi, “Atatürk’ün Filistin ile ilgili Haziran 1937’de TBMM’de yaptığı konuşması” şeklinde başlık atılmış. Yani belgede görüldüğü üzere bu haber “Bombay Chronicle” gazetesinde 27.07.1937’de yayınlandığına göre, aynı gün M. Kemal’in mecliste bu konuşmayı yapmış olmasının mümkün olamayacağını muhtemelen farketmişler ve “Atatürk’ün Filistin ile ilgili Haziran 1937’de TBMM’de yaptığı konuşması” diyerek “sözde” konuşma tarihini 1 ay geriye çekip “Haziran” ayını vermişler.
Ancak Haziran’ın hangi gününde olduğunu yazmamışlar. Anlaşılan Haziran ayına ait bütün Meclis zabıtlarını bize taratarak işimizi zorlaştırmak istemişler.
Ama ziyanı yok…
Üşenmedik, baktık.
1937 yılının Haziran ayında mecliste 7 içtima yapılmış (Haziran’ın 2, 4, 7, 9, 11, 12 ve 14’ünde). Bu 7 içtimada M. Kemal’in böyle bir konuşması yok. Hatta bu içtimalardan hiçbirinde konuşmamıştır. Neden konuşsun ki? Bir Cumhurbaşkanı meclisin “açılış konuşması” dışında neden bir konuşma yapsın ki? M. Kemal Cumhurbaşkanı iken, (yani 29 Ekim 1923’ten sonra) meclis açılış konuşmaları dışında mecliste hiç konuşma yapmadı. Siz bugün Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün -Meclis açılış konuşması dışında- bir Milletvekili veya bir Başbakan gibi TBMM’de konuşma yaptığını gördünüz mü?
O halde yukarıdaki “Şükrü Kaya” imzalı belge neyin nesi?
O belge, 27.07.1937 tarihli “Bombay Chronicle” gazetesinde böyle bir haber yayınlandığına dair bir yazıdır . Yani o belgede M. Kemal’in mecliste böyle bir konuşma yaptığı yazmıyor.
Anlaşılan Hindistan’daki “Bombay Chronicle” gazetesinin yetkilileri kendilerince uygun bir lisanla böyle bir beyanat olmadığı halde Hakimiyet-i Milliye gazetesini kaynak göstererek M. Kemal’e atfen bir beyanat yayınlamışlar… Bu da dikkat çekmiş olmalı ki Ankara’ya haber verilmiş. Ankara’daki yetkililer de böyle bir haber olduğuna dair -tahkik etmeden, soruşturmadan- bir yazı yazıp arşive koymuşlar.
Evet, yanlış anlamadınız, haber tamamen asparagas. Arşiv’de bulunan yazı ise -doğru veya yanlış olduğuna bakılmaksızın- sadece bu haberi bildiriyor. Devlet arşivinde bu gibi bir kaydın bulunması, muhtevasının sahte ve gerçek dışı olmadığını göstermez. O zamanlar da bugünkü gibi basın yayında aslı astarı olmayan pek çok enformasyon yer alıyordu. Bugün, bu iletişim çağında bile “Sözcü” gazetesi M. Kemal ile ilgili yalan haber yapmadı mı?[2] Işte bu da böyle bir haberdir.
Eğer M. Kemal’in Mecliste böyle bir konuşması varsa, neden taa Hindistan’daki bir gazeteden delil getiriyorlar? Getirsinler Meclis tutanağını “şırak” diye yüzümüze çarpsınlar.
Hindistan’daki gazete “sözde” Türkiye’deki “Hakimiyet-i Milliye” gazetesine dayanarak böyle bir haber yayınladığına göre, en azından Hakimiyet-i Milliye gazetesinin sözkonusu nüshasını getirip önümüze koysunlar… Biz de görelim. Getir(e)miyorlar çünkü yok.
Ne Meclis tutanaklarında, ne Atatürk’ün Söylev ve Demeçlerinde, ne resmi yayınlarda ve ne de kaynak yayınlarının bütün eserlerinde M. Kemal’in böyle bir konuşması mevcuttur. “Var!” diyen getirsin.
Unutmadan, Meclis 14 Haziran 1937 tarihinden 1 Kasım 1937’ye kadar kapalıydı demiştik. Işte 1 Kasım 1937’de M. Kemal Atatürk “Meclis Açılış Konuşması” yapmıştı.
Bırakın M. Kemal’in Haziran veya Temmuz 1937’de iddia edildiği gibi “Islamiyet”, “Mukaddes topraklar”, “Selahaddin Eyyubi”, “Peygamber” kelimelerinin yer aldığı bir nutuk irad etmesini, bu tarihten sadece birkaç ay sonra meclis kürsüsünde bakın ne demiş kendiniz görün:
“Fakat, bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmaları ile asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gayipten değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.”[3] Işte gerçek M. Kemal Atatürk budur.
[3] no’lu dipnot ile ilgili… M. Kemal Atatürk’ün 1 Kasım 1937’de TBMM’de yaptığı Açılış Konuşması’ndaki dinimize aykırı sözleri (KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, cild 20, Içtima 1, 1.11.1937, sayfa 3.)
***
Madem M. Kemal Atatürk Filistin’e çok önem veriyordu, o halde neden Filistin cephesinden kaçtı, pardon “geri çekildi”?[4]
Umarım mesele anlaşılmıştır.
Allahu Teala, “Müslümanım ama Atatürkçüyüm” diyen kardeşlerimize kendilerine oynanan oyunu görmeyi nasip etsin.
.
**********
.
KAYNAKLAR:
[1] TBMM’nin 14 Haziran 1937’den Ikinci teşrine, yani Teşrinisani’ye, yani Kasım ayına kadar tatilde olduğuna dair Meclis tutanağı; TBMM Zabıt Ceridesi, cild 19, Içtima 76, 14.6.1937, sayfa 317.
[2] Emin Çölaşan ve Uğur Dündar gibi yazarları kadrosunda barındıran “Sözcü” Gazetesi’nin yalanına verdiğimiz cevap için bakınız;
[3] M. Kemal Atatürk’ün 1 Kasım 1937’de TBMM’de yaptığı Açılış Konuşması’ndaki dinimize aykırı sözleri için bakınız; TBMM Zabıt Ceridesi, cild 20, Içtima 1, 1.11.1937, sayfa 3.
M. Kemal Atatürk’ün, “gökten indiği sanılan kitaplar” sözünü savunanların iddialarına Reddiye / Cevap için bakınız;
[4] “Filistin Cephesi’ndeki Hain M. Kemal Atatürk mü?” başlıklı yazımız için bakınız;
***
M. Kemal Atatürk’ü neden “Islam’a hizmet eden birisi” olarak göstermeye çalışıyorlar diye merak ediyorsanız, şu konularımızı incelemenizi tavsiye ederiz:
M. Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda dini kullandığına dair Prof. Dr. Cemil Koçak, Prof. Dr. Metin Hülagü ve Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan’ın yorumlarına yer verdiğimiz konulara bakabilirsiniz:
***
Ayrıca şu konularımıza da bakılabilir:
http://atomic-temporary-34931856.wpcomstaging.com/2012/06/22/1315/
.
**********
.
Kadir Çandarlıoğlu
.
**********
Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:
http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com
*
*
Bir Cevap Yazın