Çocukluğumun 19 Mayısları – Yavuz Bahadıroğlu

Published by

on

Çocukluğumun 19 Mayısları – Yavuz Bahadıroğlu

***

(Mükemmel bir yazı… Yavuz Bahadıroğlu, okulda maruz kaldığı kemalist ideolojinin beyin yıkama faaliyetini ve bundan nasıl kurtulduğunu anlatıyor)

Çocukluğumun ilkokullarında müdür yerine “Başöğretmen” vardı.
Benim Başöğretmenim Köy Enstitüsü mezunuydu. Bu yüzden mi bilmiyorum, dini bayramlara pek aldırmazdı, ama milli bayramları abartmayı severdi. Mutlaka da bizimle birlikte halkı okul bahçesinde sıraya sokar, birbirine benzeyen basmakalıp nutuklar atardı.

Sesim gür olduğu ve kolay ezberlediğim için bana da mutlaka her bayram şiir okuturdu. Lâstik ayakkabılarımı kaldırım taşlarına vura vura bağırırdım:

“Güzel yurdum ellere, bir mal gibi satıldı,
Ata’nın gür kaşları birden bire çatıldı…
Binerek kendi gibi şahlanan kıratına,
Haykırdı alçak diye, Sultan’ın suratına!
Eğer damarlarında olsa halis Türk kanı,
Satar mıydı Padişah, keyfî için vatanı?”

Yıllarca, padişahları, “öz vatanını satan hain’ler olarak düşündüm. Bir gün babam dayanamadı sanırım, “Satacaklardı madem, neden ölümü göze alıp İstanbul’u fethettiler, Sina Çölü’nü geçip Mısır’a girdiler, onca zahmete katlanıp Viyana’ya dayandılar?” diye soruverdi.

Duygularım karıştı. Mantığım tepetakla oldu!
“Sahi neden?” diye kekeledim.
“Düşün bakalım” deyip gitti.
Öyle bir soru ekti ki kafama, günlerce düşündüm. İşin içinden çıkamayınca da her şeyi bildiğini sandığım Başöğretmenime sordum.

“Kitaplarında ne yazıyorsa ona inan” dedi, kesti.

Kaldım mı iki arada bir derede? Çelişkiler yumağına dolandım o yaşta. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık! Yutkundum çaresiz.

Derken, 19 Mayıs Bayramı geldi çattı. Ben yine okulun giriş kapısının önündeki basamakta şiir okuyorum:

“Samsun’da o gün doğdu Türk’ün eşsiz güneşi,
Arasalar bulunmaz dünyada onun eşi…
Bütün yurt inliyordu vatan gidiyor diye,
O sanki Türk yurduna gökten geldi hediye.”

Sonra Cumhuriyet Bayramı…

“Coşkunuz, sevinçliyiz/ Ayrı, gayrı değiliz,
Bütün Türkler hep biriz/ Yaşasın Cumhuriyet!
Atatürk kalbimizde/ Yürürüz her gün biz de,
Onun çizdiği izde/ Yaşasın Cumhuriyet!”

Nihayet 10 Kasım… Bendeniz yine şiirlerdeyim:

“Doktor doktor kalksana/ Lâmbaları yaksana,
Atam elden gidiyor/ Çaresine baksana!
Uzun uzun kavaklar/ Dökülüyor yapraklar,
Ben Ata’ma doymadım/ Doysun kara topraklar.”

Atatürk ölürken, rahatını bozup kalkmayan, lambaları yakmayan doktorlara kızarak, bir taraftan da “Yaşasın”-“Kahrolsun” çığlıkları atarak büyüdük. Ne analiz yapmamıza izin vardı, ne yorum yapmamıza… Sadece ezberlememizi ve ezberlediklerimize inanmamızı isterlerdi.

Ama insan ilkokulda cebren ezberletilenleri tekrarlayarak ömrünü geçiremez… Papağan olamadığı ve sürekli çocuk da kalamadığı için, bir yaştan sonra ister istemez sorgulamaya başlar: “Öğretilenler doğru mu?”

Dünyaya bakar ve sorar: “Çağ nerede, biz neredeyiz?”
Görür ki, Faşist İtalya’dan, Almanya’dan, İspanyadan ve komünist “Demirperde Ülkeleri”nden kalma böbürlenmelerin, abartılı övünmelerin, içeriksiz gösterilerin devri çoktan kapanmıştır.

Milli bayramlarda öğrencileri askeri nizamda dizip yürütmenin, kendi halkına gözdağı anlamına da gelebilen silahlı araçlarla, uçaklarla gösteri yapmanın devri demokratik ülkelerde çoktan bitmiş, kala kala dünyanın en acımasız komünist rejimini inatla devam ettiren Kuzey Kore’de kalmıştır.

19 Mayıs gösterilerinin kısmen iptal edilmesine içerleyenlerin, “Liderimiz öldü” diye kendilerini yerden yere atarak ağlayan Kuzey Korelilerden ne farkları var?

 

**********

 

Kadir Çandarlıoğlu

 

**********

 

“Belgelerle Gerçek Tarih” isimli 792 sayfalık çalışmamızı ücretsiz indirebilirsiniz:

http://www.mediafire.com/?vgk9k8cozdpy7ez

*

Alıntılarda şu şekilde kaynak belirtiniz:

http://www.belgelerlegercektarih.wordpress.com

*

*

2 responses to “Çocukluğumun 19 Mayısları – Yavuz Bahadıroğlu”

  1. fulya Avatar
    fulya

    Çok basit bir cevabı var bu sorunun.osmanlı istanbulu viyana yı alırken yükseliş dönemindeydi. Bu şiir Osmanlı’nın gerileme dönemini anlatıyor. Tahtı bırakmamak için İngiliz mandasını öngören anlayıştan bahsediyor.
    Belgelerle diyorsanız, son padişahın İngiliz muhpleri cemiyetine üye olduğunu da biliyorsunuzdur.

    1. belgelerlegercektarih Avatar

      hangi siiri kastediyorsunuz? Tahti birakmamak icin ingiliz mandasini istiyorlarmis? Böyle bir sey yok, o dönem bütün aydinlar manda taraftariydi. Bazilari amerikan mandasi, bazilari da ingiliz mandasi istiyordu. Gördügümüz kadariyla m. kemal ingiliz mandasina taraftardi. Zira “kurtulus”tan sonra yaptiklari ingilizlerin isgal etmesi halinde yapacaklarindan farksizdi. Ayrica ingiliz muhipler cemiyetine girenlerin hepsi hain degildir. Bunu, dönemin istihbarat teskilatinin baskani söylüyor. Buradan okuyabilirsiniz:

      İngiliz Muhipler Cemiyeti’ne üye olan hocalar hain miydi?

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Blog at WordPress.com.